uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
26/04/2022 Anksiyete (Kaygı)
Bozukluğu En son ne zaman sınava girdiniz? Hatırladınız mı? Muhtemelen
heyecanlanmış hatta tam sınavdan önce endişelenmeye başlamış da olabilirsiniz.
Buradaki stres gayet normaldir. Hatta daha dikkatli olmanızı sağlayacağı için
yararlı bir durumdur. Ya sınavı kazanamazsam diye kaygılandığınızda oturup ders
çalışırsınız. Sınav bittiğinde derin bir rahatlama hissedersiniz ve stres
aniden kaybolur. Fakat bazı insanlar için bu böyle değildir. Nüfusun %3’lük bir
kesiminde stres hiçbir zaman ortadan kaybolmaz. Bu kişilerde stres, anksiyete yani
kaygı olarak yorumlanır. Bu kaygı zaman içinde kötüleşerek göğüs ağrılarına ve
kabuslara yol açabilir. Hatta evden çıkmak bile istemezsiniz. Kaygılı olmanız
günlük hayatınızı, işinizi, okulunuzu ya da ilişkilerinizi etkilemeye
başladığında bu duruma kaygı bozukluğu ya da anksiyete bozukluğu denir. Yaygın anksiyete
bozukluğu (genelleştirilmiş kaygı bozukluğu) Günlük hayatta karşılaşılan her şeyle ilgili kaygı duymak
anlamına gelir. Örneğin, para, sağlık, aile, iş ve ilişkiler ile ilgili
kaygılar. Zaman zaman günün nasıl geçeceği düşüncesi bile kaygı nedeni
olabilir. Herkesin hissettiği normal kaygıya karşılık YAB’nin üç ana
özelliği vardır; 1)Israrcı yapısı: Kolay kolay geçecekmiş gibi
görünmemesi. 2)Aşırı olması: Aynı durumda olan birine göre daha
çok hissedilmesi. 3)Mantık dışı olması: Kaygılanacak bir şey olmamasına
rağmen kaygılanılmasıdır. Yaygın anksiyete bozukluğu olan insanlar bunun aşırı ve mantık
dışı olmalarını bilmelerine rağmen bu şekilde hissetmelerine nasıl engel
olacaklarını bilemezler. Hatta durumun kendi kontrolleri dışında olduğunu
hissederler. Hafif seviyeli YAB’si olan insanlar sosyal ortamlarda bulunup bir
iş sahibi olabilirler. İleri seviyeli YAB’si olanlar ise en basit günlük
aktiviteleri bile yerine getiremezler. Peki bazı insanların
YAB’li bazı insanların YAB’siz olmalarının sebebi nedir? Hemen hemen bütün psikolojik bozukluklarda olduğu gibi bunun
da sebebini tam olarak bilmiyoruz. Bu bozukluğun aynı aileye mensup üyeler
arasında görülmesi genlerin etkisinin olduğunu düşünmemize yol açıyor. İçinde
bulunulan ortam da özellikle aşırı stres içeriyorsa önem kazanıyor. Aynı
zamanda beynin korku ve endişeden sorumlu merkezleri üzerinde yapılan
araştırmalar YAB ile ilgili daha çok bilgi edinmemizi sağlayabilir. Bir kişinin YAB’si
olduğunu nasıl anlarız? Bu durumun işaret ve belirtileri nelerdir? En önemli belirti çok küçük şeyler için gergin ya da stresli
olmaktır. Huzursuzluk, tedirginlik, konsantrasyon bozukluğu, asabiyet, beyninizi
durmuş gibi hissetmeniz de belirtiler arasında yer alır. Bu psikolojik
belirtiler şiddetlendiğinde uyku bozukluğu, sindirim sistemi bozukluğu gibi sorunlara
da yol açabilir. Kronik stres normalinden fazla ya da az yemeye yol açtığından
insanların büyük çoğunluğu ishal ya da kabızlık sorunu yaşarlar. Son olarak kas
ağrıları da YAB’nin bir diğer belirtisidir. Kas ağrıları gerginliği fiziksel olarak
üzerinde taşıyan insanların kasların normalin dışında gergin olması sebebiyle
omuz, sırt ve çene kaslarında özellikle görülür. Çene kilitlenmesi ya da diş
gıcırdatma da bunun bir sonucudur. Bu fiziksel ve psikolojik belirtiler yavaş
yavaş ortaya çıkar. Ergenlik ya da erken yetişkinlik dönemlerinde başlayıp
zaman içerisinde sağlık üzerinde oldukça olumsuz sonuçlar doğururlar.
Belirtilerin kötüleştiği dönemler olabilir. Özellikle yüksek stresli zamanlarda
belirtiler oldukça şiddetlenebilir. Teşhis çeşitli testler ve bir uzman tarafından alınan anamnez
ile konulur. DSM 5’te YAB’nin teşhisi için; aşırı endişe ve kaygının 6 aydan
uzun bir süredir açıkça gözlemlenmesi, endişe ve kaygı halinin belirtilerinden
en az 3’ünün olması, çocuklarda belirtilerin sadece birinin bulunması YAB
teşhisi konulmasında yeterlidir. Tedavi süreci Psikoterapi YAB sorunu olan kişilerde çok etkilidir. Ağır
vakalarda ilaç desteği de alınabilir. Psikoterapi için bilişsel davranışçı
terapi uygulaması bilen uzman bir psikolog tarafından yapılması en etkili
yöntemdir. Uzman psikolog kişiye kaygısını ve stresini azaltması için değişik
düşünce, davranış ve tepki göstermeyi öğreten bir teknik kullanır. İlaçla
tedavi yönteminde ise bir psikiyatriste gidilmelidir. Kaygı önleyici ilaçların
merkezi sinir sisteminin yani beynimizin yavaşlamasına yol açtıkları için
rahatlatıcı ve yatıştırıcı etkileri vardır. Bu ilaçların en çok kullanılanı
benzodiazepinlerdir. Bunların dışında antidepresan ilaçlar da kullanılabilir. Antidepresanlar
depresyon tedavisinde kullanılmalarına karşın kaygı bozukluklarında da
etkilidirler. Antidepresanlar arasında en çok kullanılanlar ise SSRI (seçici
seratonin geri alım engelleyiciler) dir. Bu ilaçlar beyindeki seratonin
seviyesini düzenleyerek ruh halini iyileştirirler. Bazı kişiler psikoterapiden
en fazla verimi alırken bazı insanlarda da ilaç ve psikoterapi etkili
olmaktadır. İlk olarak uzman psikoloğa gitmeniz ve o uygun görürse
psikiyatristle birlikte tedaviye ve terapiye başlamanızı öneririm. Kahve, şeker
ve alkol tüketiminizi de azaltmanız kaygının azalmasında faydalı olacaktır. Klinik Psikolog Sabiha
IŞIK |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022 |
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde on |
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022 |
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, ç |
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022 |
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması ge |
Çocukların psikolojik açıdan önemli gelişim dönemleri - 17/05/2022 |
Çocukların en hızlı büyüyüp geliştikleri dönemdir. Fizyolojik olarak çocuğun kas ve motor gelişimi git gide ilerleme kaydetmektedir. Zihni berraktır. Dışarıdan ne gelirse zihnine alır. Bu hızlı gelişim döneminde de aile olarak onun gelişimine ciddi |
Hangi durumlarda psikoloğa gidilir? Psikoloğa gitmeli miyim? Psikoterapiste gitmen gerektiğini nas - 19/04/2022 |
Yaşadığın sıkıntıların nedenlerini anlamak, bunlara çözüm bulmak için belki de youtube’dan birçok video izliyorsun, kitaplar okuyorsun ve kafanda bazı şeyler şekilleniyor. Bende bir şeyler var galiba diye düşünebilirsin. Psikoterapi almakta kararsız |
İradenizi nasıl güçlendirirsiniz? - 01/04/2022 |
İlk olarak bir deneyden bahsetmek istiyorum. Marshmallow deneyi. Uzun yıllar önce yapılan bu deneyde bir çocuk ve araştırmacıdan oluşan ortam oluşturuluyor. Çocuğun önüne Marshmallow (bir çeşit tatlı) konuluyor ve çocuğa deniliyor ki; “Şimdi ben oda |
Dikkat Eksikliği ve Odaklanma Sorunu - 11/03/2022 |
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu esasen çocukluktan başlayan psikiyatrik bir hastalıktır ancak sadece çocukluk çağına özel bir hastalık değildir. Esas nedeni beynin frontal lobunda yani alın üstündeki lobda yeterince beslenmenin veya kanl |
Öfke Kontrol Bozukluğu - 08/03/2022 |
Öfke kontrolü son zamanlarda çok sık karşılaştığımız bir sorun. Birçok insan bu nedenle çok mağdur oluyor. Öfke kontrolü sorunu olan kişi de, karşısındaki kişi de. Her insan öfkeyi yaşayabilir. 3-5 ayda bir hassas olduğu konularda kendini tutamayıp |
Verimli Zaman Yönetimi - 25/02/2022 |
Verimlilik eksikliğinizin birçok nedeni olabilir. Belki yapacak çok işiniz vardır. Belki de işinizde yeterli disiplininiz yoktur. Ya da muhtemelen sadece zamanınızı nasıl yönetmeniz gerektiğiniz bilmiyorsunuzdur. Dikkat dağıtıcı şeyler her yerde. Gü |
Devamı |